NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1583 >>

التزويج على عشرة أواق

65- On Okiyye Mehirle Evlenmek

 

أخبرنا محمد بن عبد الله بن المبارك قال حدثنا عبد الرحمن بن مهدي قال حدثنا داود بن قيس عن موسى بن يسار عن أبي هريرة قال كان الصداق إذ كان فينا رسول الله صلى الله عليه وسلم عشر أواق

 

[-: 5484 :-] Ebu Hureyre der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) henüz hayatta iken evliliklerimizde mehir on ukiyye idi.

 

Mücteba: 6/117; Tuhfe: 14630

 

Diğer tahric: Hadisi Abdurrezzak (10406), Darektuni (3/222), Hakim (2/175), Beyhaki (7/235), Ahmed, Müsned (8807) ve İbn Hibban (4098) rivayet etmişlerdir.

 

 

التزويج على اثنتي عشرة أوقية

66- Oniki Okiyye Mehirle Evlenmek

 

أخبرنا علي بن حجر بن إياس بن مقاتل بن مشمرج بن خالد قال حدثنا إسماعيل بن إبراهيم عن أيوب وابن عون وسلمة بن علقمة وهشام بن حسان دخل حديث بعضهم في بعض عن محمد بن سيرين قال سلمة عن بن سيرين نبئت عن أبي العجفاء وقال الآخرون عن محمد بن سيرين عن أبي العجفاء قال قال عمر بن الخطاب ألا لا تغلوا صدق النساء فإنه لو كان مكرمة في الدنيا أو تقوى عند الله عز وجل كان أولاكم به النبي صلى الله عليه وسلم ما أصدق رسول الله صلى الله عليه وسلم امرأة من نسائه ولا أصدقت امرأة من بناته أكثر من ثنتي عشرة أوقية وإن الرجل ليغلي بصدقة امرأته حتى يكون لها عداوة في نفسه وحتى يقول كلفت لكم علق القربة وكنت غلاما عربيا مولدا فلم أدر ما علق القربة قال وأخرى يقولونها لمن قتل في مغازيكم أو مات قتل فلان شهيدا أو مات فلان شهيدا ولعله أن يكون قد أوقر عجز دابته أو دف راحلته ذهبا أو ورقا يطلب التجارة فلا تقولوا ذاكم ولكن قولوا كما قال النبي صلى الله عليه وسلم من قتل في سبيل الله أو مات فهو في الجنة

 

[-: 5485 :-] Ebu'l-Acfa'nın bildirdiğine göre Ömer b. el-Hattab demiştir ki: "Kadınların mehirlerini yüksek tutmayın! Mehirleri yüksek tutmak dünyada kişiye bir değer kazandırsaydı veya Allah'a karşı olan takvasını arttırsaydı bunu en başta Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) yapardı. Oysa Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ne eşlerinden biri için oniki Okiyyeden daha fazla mehir vermiş, ne de kızları için bundan daha yüksek bir meblağ istemiştir. Adam yüksek meblağda bir mehir vermek zorunda bırakıldığı zaman karısına karşı içinde bir kin olur ve sonunda ona: ''Senin için büyük bir külfete katlandım, kırbanın ipine varana dek herşeyi aldım'' demeye başlar."

 

Ravi der ki: Anadilim Arapça olmasına rağmen "ilku'l-kirbeti" ifadesinin (kırbanın ifadesi) ne anlama geldiğini bilmiyordum.

 

Mücteba: 6/117; Tuhfe: 10655.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2106), İbn Mace (1887), Tirmizi (1114), Ahmed, Müsned (285), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5046, 5047, 5048, 5049, 5050) ve İbn Hibban (4620) rivayet etmişlerdir.

 

 

التزويج على أربع مائة درهم

67- Dörtyüz Dirhemlik Mehirle Evlenmek

 

أخبرنا العباس بن محمد الدوري قال حدثنا علي بن الحسن بن شقيق قال أنبأنا عبد الله بن المبارك عن معمر عن الزهري عن عروة بن الزبير عن أم حبيبة أن رسول الله صلى الله عليه وسلم تزوجها وهي بأرض الحبشة زوجها النجاشي وأمهرها أربعة آلاف وجهزها من عنده وبعث بها مع شرحبيل بن حسنة ولم يبعث إليها رسول الله صلى الله عليه وسلم بشيء وكان مهر نسائه أربعمائة درهم

 

[-: 5486 :-] Ümmü Habibe'nin bildirdiğine göre kendisi Habeşistan'da iken Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onunla evlendi. Vekaleten Necaşi onları evlendirdi. Mehir olarak dörtbin dirhem verdi ve diğer eşyalarını yine kendisi tedarik etti. Sonra onu Şurahbll b. Hasene ile Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gönderdi. Allah Resulü ise mehir olarak kendisine bir şey göndermiş değildi. Diğer eşlerine verdiği mehir ise dörtyüz dirhemdi.

 

Mücteba: 6/199; Tuhfe: 15854.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2086, 2107, 2108), Ahmed, Müsned (72408) ve Tahavi, Şerh Müşkili'lAsar (5016) rivayet etmişlerdir.

 

 

التزويج على خمس مائة درهم

68- Beşyüz Dirhemlik Mehirle Evlenmek

 

أخبرنا إسحاق بن إبراهيم قال حدثنا عبد العزيز بن محمد عن يزيد بن عبد الله بن الهاد عن محمد بن إبراهيم عن أبي سلمة قال سألت عائشة عن ذلك فقالت فعل رسول الله صلى الله عليه وسلم على اثنتي عشرة أوقية ونش وذلك خمسمائة درهم

 

[-: 5487 :-] Ebu Seleme der ki: Hz. Aişe'ye mehir konusunu sorduğumda dedi ki:

 

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) mehir olarak oniki ukiyye ile bir neş (60gr) verirdi ki bu da toplamda beşyüz dirhemdir.

 

Mücteba: 6/116; Tuhfe: 17739.

 

Diğer tahric: Hadisi Müslim (1426), Ebu Davud (275), İbn Mace (1886) ve Ahmed, Müsned (24626) rivayet etmişlerdir.

 

 

القسط في الصدق

69- Mehirde Adalet

 

أخبرنا يونس بن عبد الأعلى وسليمان بن داود عن بن وهب أخبرني يونس عن بن شهاب قال أخبرني عروة بن الزبير أنه سأل عائشة عن قول الله عز وجل { وإن خفتم أن لا تقسطوا في اليتامى فانكحوا ما طاب لكم من النساء } قالت بابن أختي هي اليتيمة تكون في حجر وليها فتشاركه في ماله فيعجبه مالها وجمالها فيريد وليها أن يتزوجها بغير أن يقسط في صداقها فيعطيها مثل ما يعطيها غيره فنهوا أن ينكحوهن إلا أن يقسطوا لهن ويبلغوا بهن أعلى سنتهن من الصداق فأمروا أن ينكحوا ما طاب لهم من النساء سواهن قال عروة قالت عائشة ثم إن الناس استفتوا رسول الله صلى الله عليه وسلم بعد فيهن فأنزل الله عز وجل ويستفتونك في النساء قل الله يفتيكم فيهن إلى قوله وترغبون أن تنكحوهن قالت عائشة والذي ذكر الله تعالى أنه يتلى في الكتاب الآية الأولى التي فيها { وإن خفتم أن لا تقسطوا في اليتامى فانكحوا ما طاب لكم من النساء } قالت عائشة وقول الله في الآية الأخرى وترغبون أن تنكحوهن رغبة أحدكم عن يتيمته التي تكون في حجره حين تكون قليلة المال والجمال فنهوا أن ينكحوا ما رغبوا في مالها من يتامى النساء إلا بالقسط من أجل رغبتهم عنهن

 

[-: 5488 :-] Urve b. ez-Zübeyr anlatıyor: Hz. Aişe'ye: "Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helal olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın ... " (Nisa 3) ayetinin açıklamasını sorduğumda dedi ki:

"Yeğenim! Buradaki yetim kız, velisinin himayesinde olan ve malını velisinin kullanımına sunan kızdır. Bu kızın malı ve güzelliği onu himaye eden velinin hoşuna gidince düşük bir mehirle onunla evlenmek ve malına sahip olmak ister. Bu ayetle de böylesi yetim kızlarla evlenecek olanların diğer kadınlara verilen. mehrin aynısını vermeleri emredilmiş, düşük bir mehir vererek veya normal kadınlara verilen mehrin en yüksek değeri üzerinden benzerini vermedikten sonra onlarla evlenmek de yasaklanmıştır. Bunun yapılmaması halinde yetim kızlar dışında başka kadınlardan istedikleri ile evlenmeleri istenmiştir.

 

Hz. Aişe şöyle devam etti: Müslümanlar, bu ayet sonrasında yine kadınlar konusunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den fetva istediler. Bunun üzerine:

 

"Senden kadınlar hakkında fetva istiyorlar. De ki, onlara ait hükmü size Allah açıklıyor: Kitap'ta, kendileri için yazılmışı (mirası) vermeyip nikahlamak istemediğiniz yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlere karşı adil davranmanız hakkında size okunan ayetler (Allah'ın hükmünü apaçık ortaya koymaktadır). Hayırdan ne yaparsanız şüphesiz Allah onu bilmektedir" (Nisa 127) ayeti nazil oldu. Yüce Allah'ın, size daha önce okunan ayetler buyruğundan kasıt da: "Eğer (kendileriyle evlendiğiniz takdir de) yetimlerin haklarına riayet edememekten korkarsanız beğendiğiniz (veya size helal olan) kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın" (Nisa 3) ayetidir. "Nikahlamak istemediğiniz yetim kadınlar" (Nisa 127) buyruğundan kasıt da kişinin, himayesinde bulunan yetim kızın malının ve güzelliğinin az olması durumunda onunla evlenmeyi istememesidir. Güzelliği ve malı az olan yetim kızlara karşı olan bu tavırlarından dolayıdır ki mehrini adil bir şekilde vermedikten sonra malı ve güzelliği hoşlarına giden yetim kızlarla da evlenmeleri yasaklanmıştır.

 

11024 ile 11059. hadislerde tekrar gelecektir. - Mücteba: 6/115; Tuhfe: 16696.

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (2494, 2763, 4573, 4574, 4600, 5064, 5092, 5098, 5128, 5131, 5140, 6965), Müslim 3018 (6, 7, 8, 9), Ebu Davud (2068) ve İbn Hibban (4073) rivayet etmişlerdir.